Page 30 - Vakifbank

Basic HTML Version

Genel Müdür’ün
Mesajı
Değerli Paydaşlarımız,
Global piyasalar açısından sıkıntılı bir yılı
daha geride bıraktık. 2012 yılında bazı
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin yüksek
kamu borçları nedeniyle yaşanan
sıkıntılar piyasalarda ciddi endişelere ve
çalkantılara sebep oldu. Gelişmiş ülkeler
2008 yılında başlayan krizin etkilerini
bu yıl da hissetmeye devam etti. Yıl
boyunca özellikle Amerika Birleşik
Devletleri’nden konut ve istihdam
piyasasına ilişkin olumlu veriler gelse de
gelişmiş ülkelerin büyüme performansı
tatmin edici olmaktan uzaktı. Bunun yanı
sıra başta Çin olmak üzere gelişmekte
olan piyasalarda da ekonomik büyüme
beklentilerin altında kaldı. Avrupa,
Amerika, Japonya, İngiltere ve Çin
merkez bankaları gibi önde gelen
merkez bankaları tarafından uygulanan
genişletici para politikaları, özellikle yılın
ikinci yarısında finansal piyasalardaki
tedirginlikleri bir miktar azalttı, ancak
söz konusu politikalar global krizin
etkilerinin tamamen silinmesi için yeterli
olmadı. Nitekim 2012 yılı, Amerika
Birleşik Devletleri’nde yaşanan mali
uçurum tartışmaları ile kapandı. 2013
yılında da global kriz ve krize karşı alınan
tedbirlerin piyasaların gündeminde en
üst sırada yer alacağını düşünüyorum.
2012 yılında dünyada özetle bu
sıkıntılar yaşanırken, ülkemiz özellikle
yılın ikinci yarısında diğer piyasalardan
pozitif olarak ayrıştı. 2011 yılı sonunda
Türkiye ekonomisi yıllık %8,5 gibi
yüksek bir oranda büyümüştü. Ancak
hızlı büyüme sonucu cari açık GSYİH’nın
%10’u seviyesine çıkarken, enflasyon
da tekrar çift haneli rakamlara
ulaşmıştı. Ekonominin kontrollü bir
şekilde soğutulması ve dış şoklara karşı
dayanıklılığın artırılması gerekmekteydi.
TCMB bu amaç doğrultusunda, finansal
istikrarı da göz önünde bulundurarak,
2011 yılının son çeyreğinden itibaren bir
dizi geleneksel olmayan para politikası
aracı kullanmaya başladı. 2012 yılının
başında özellikle dış piyasalarda, TCMB
tarafından uygulanan bu politikaların
etkisi ve ekonomide yumuşak inişin
sağlanıp sağlanamayacağı hususlarında
soru işaretleri vardı. Bununla birlikte,
TCMB tarafından proaktif ve etkin
bir şekilde kullanılan faiz koridoru ve
rezerv opsiyon mekanizması (ROM) gibi
uygulamalar ve diğer temel politika
yapıcılar tarafından koordinasyon içinde
alınan yerinde tedbirler sayesinde
ekonomide kontrollü yavaşlama
kademeli olarak sağlandı. Bu sırada
Türk ekonomisi de dinamizmini bir
kez daha kanıtladı. Avrupa Birliği’nde
yaşanan sıkıntıların etkilerini bertaraf
etmek için ülkemiz ticaret pazarları hızla
çeşitlendirildi. Özellikle Kuzey Afrika ve
Orta Doğu’nun ihracatımız içindeki payı
artırıldı. Alınan tedbirlerin ve uygulanan
politikaların sonuçları makroekonomik
göstergelere yılın ikinci çeyreğinden
itibaren net bir şekilde yansımaya
başladı.
GSYİH artışı kademeli ve kontrollü olarak
düşmeye başladı. GSYİH artışındaki
bu düşüş temel olarak iç talebin artış
hızında yaşanan hızlı yavaşlamaya
bağlıydı. Yıl içinde büyümenin itici
gücü ise net ihracat oldu. Sonuç
olarak 2012 yılının ilk üç çeyreğinde
ülkemiz ekonomisi bir önceki yılın aynı
dönemine göre %2,6 büyüdü.
İç talepteki daralma ve Avrupa Birliği
ülkelerindeki sıkıntılara rağmen sağlanan
yüksek ihracat performansı sayesinde
cari açık hızla düştü. Yılın son çeyreğinde
cari açığın GSYİH’ye oranı %7’nin altına
geriledi.
+%2,6
Yıl içinde büyümenin itici gücü net
ihracat oldu. 2012 yılının ilk üç
çeyreğinde ülke ekonomisi
bir önceki yılın aynı dönemine
göre
%2,6
büyüdü.
Türk ekonomisinin dinamizmi ve
gücü bir kez daha kanıtlandı.
30